|

“Everest” Film İncelemesi

Merakla beklenen film “Everest” vizyonda. Fragmanı ile heyecanlandıran film hakkında görüşümüz, film boyunca heyecan derecesinin düşmediği yönünde. Yazının geri kalanı için “spoiler” ibaresi koyma gereği duymuyorum çünkü filmin konusu yaşanmış bir olaydan alıntı. Ha yine de spoiler yemek istemiyorum diyenlere tavsiye verecek olursak, film sinemada izlemeye değer; mutlaka gidiniz, görünüz. İzledikten sonra yazımıza bir göz atabilirsiniz. Katıldığınız yahut katılmadığınız  noktalar olursa gelin, tartışalım. Sevgiler.

Everest-Wallpapers

Film, 1996 yılında Rob Hall önderliğinde Everest’e tırmanacak grubun yaşadıkları yerden ayrılmaları ve sevdikleri ile vedalaşmalarıyla başlıyor. Filmin başından sonuna dek duygusallık aktığını söylemeliyim; özellikle Rob Hall ve karısı arasındaki ilişki gözlerinizi yaşla doldurabilir.

Everest’e çıkmak isteyen her dağcının kendilerine göre farklı sebepleri var, üstelik çıkmak için de binlerce dolar veriyorlar. Ancak aralarından sadece iki tanesinin sebebini öğrenebiliyoruz: Biri ölümüyle bizi derbeder eden Doug (hikayesini filmde öğrenmeniz daha hoş olur), diğeri de dünyanın en yüksek zirveleri sayılan 7 yerden 6’sına çıkmış, şimdi de 7.sine, Everest’e çıkmayı hedefleyen Yasuko isimli bir kadın dağcı.

everest-03-800

Rob dahil, birkaç kişi hariç herkes Everest’in tepesine varmayı başarıyor. Zirveye çıkmayı başardıklarında orada çok az kaldıklarını düşündüm. Bunun bir de dönüş yolu var evet, bunu da hesaba katmalılar ancak zirvede biraz oturup o eşsiz manzarayı izleyerek zaferlerini kutlamalarını beklerdim; ya da en azından tepeden manzara gösterebilirlerdi filmde, bir şekilde.

Dönüş yolu hepsi için birer faciaya dönüşüyor. Dönenler oluyor, dönemeyenler oluyor. Ancak film o kadar geriyor ki insanı, oraya çıkan sizmişçesine geriliyorsunuz. Merdiveni köprü yapıp üstünden geçiş, çıkış-iniş yolunda başlarına gelenler, helikopterin iniş ve kalkış sahneleri gerçekten beğeneceğinizi düşündüğüm sahneler.

everest3

Filmin eleştirilecek bir diğer yönü de üç boyutlu olması. Gerçekten hiç gerek yokmuş, ya da üç boyutlu işini iyi becerememişler. IMAX’te iyi olduğuna dair söylemler duydum ancak bunu gidip bizzat görmek gerek.

Filmde en çok beğendiğim karakter elbette Scott Fischer rolü ile Jake Gyllenhaal oldu. Her soyunduğu rolü hakkını vererek oynayan başarılı aktör, filmin insanı geren havasında gerek egosu, gerek “Mt. Everest” yazılı şapkası; dağa çıkan yoldaki kampta güneşlenen hali ve mimikleri ile sizi birçok kez güldürecektir. Hiçbir filminde sevmediğim, bu filmde de gözüme batan, üzgünüm ama kepçük ağızlı Keira Knightley ise Rob Hall’un yolunu gözleyen hamile eşi rolünde. Sevmememe rağmen bu çiftin ilişkisi beni birçok kez duygulandırdı demeden geçemeyeceğim.

Sonuç olarak gerim gerim gerecek, “ben de mi çıksam” dedirtecek ancak sonlara doğru ışık hızıyla bu fikrinizden vazgeçirecek ve çoğu sahnede gözyaşlarınıza hakim olamayacağınız bir Baltasar Kormàkur filmi bekliyor sizleri. İyi seyirler dileriz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.