Netflix Hakan: Muhafız Dizisi Yönetmenlerinden Can Evrenol Röportajı

Bugün yayına giren Netflix’in Hakan: Muhafız dizisi ve kendi filmleri üzerine Can Evrenol ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik.

Kısaca Can Evrenol Kimdir?

Kısa filmleri yanında Baskın, Housewife gibi uzun metraj filmleriyle tanıdığımız Evrenol, 19 Ağustos 1982, İstanbul doğumlu. Üsküdar Amerikan Lisesi mezunu. University of Kent’ten ‘Sanat Tarihi’ ve ‘Sinema Sanatları’ dallarında çift diploma sahibi bir yönetmendir.

Hakan: Muhafız Dizisi

Hakan: Muhafız dizisinin konusu şöyle: Dizi, günümüz İstanbulu’nda yaşayan ve kadim bir gizli birlikle olan bağını keşfeden Kapalıçarşı içinde yetişmiş genç bir adam, şehri ölümsüz bir düşmandan kurtarmak için atıldığı maceraları anlatıyor. Dizide Çağatay Ulusoy’un yanında Hazar Ergüçlü, Ayça Ayşin Turan, Mehmet Kurtuluş, Okan Yalabık, Saygın Soysal ve Burçin Terzioğlu gibi isimlerde yer alıyor. Yönetmenlik koltuğunda ise Can Evrenol, Gönenç Uyanık, Umut Aral oturuyor.

 

Can Evrenol Röportajı

Soru 1: Netflix’in kendi yapımlarında uyguladığı formül hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi?

Can Evrenol: Bence kötü bir şey değil. Iron Fist, Luke Cage ve Punisher gibi dizilerin yanına koyduğum zaman, bana daha sempatik, analog ve daha eğlenceli bir şey ürettik gibi geldi. Süper kahraman formülünün yanında Çağatay Ulusoy hayranlarına yönelik ve genel olarak biraz daha aradaki ilişki sarmallarından keyif alacak bir yere doğru da gidiyor. Bir yandan Çağatay Ulusoy seyircisinin sevdiği, istediği ve beklediği bir dinamik, bir yandan da Netflix’te süper kahraman dizileri izleyenlerin beklediği bir dinamik iç içe. Her ikisinin de kendisine has bir tadı var.

Soru 2: Baskın’daki gibi İstanbul öğeleri pek yer almasa bu diziyi de yabancı bir yönetmen çekti deseler evet derdim. Sizce de öyle mi?

Can Evrenol: Çağatay Ulusoy gibi çok sevilen, yıldız bir oyuncunun Stan Lee formülünü ciddiyetle oynadığı, canlandırdığı karakterin olayların başında itiraz edip sonrasında kabullenmeye başlamasıyla yavaş yavaş süper kahramanlığa girdiği bir hikaye bu. Ben bu hikayeyi biraz da süper kahramanın yolculuğunun biraz öncesindeki adım olarak görüyorum. Fantastik ve süper kahraman tarzına mesafeli seyircimize çok güzel bir köprü olacakmış gibi geliyor.

Soru 3: İlk 3 bölümü siz çektikten sonra 9 ve 10. bölümlerde geri döndünüz. Bu doğru değil mi? Bu arada neler gerçekleşti?

Can Evrenol: Tabii doğru. Ben ilk 3 bölümü çekerken, Umut Aral’ın çekeceği 4-5-6. bölümlerin mekanları gezilip preproduction yapılıyordu. Sonra montajı bitirdim. Ara vermeden bu sefer 9 ve 10. bölümün yapım öncesi aşamasına başladım. Bu sırada Gönenç Uyanık, 7-8. bölümü çekip bitirdiğinde ben de 9 ve 10. bölümleri çekmeye başladım. O sırada 3-4-5 montajlanıp bitmişti. Böyle bir bayrak yarışı aslında daha verimli; yani hem bütçeden hem de zamandan tasarruf yapılıyor, iş daha kısa sürede bitiriliyor. Yurt dışında da çoğu dizi böyle yapılıyor.

Soru 4: Oyuncu kadrosunu siz seçseydiniz daha az tanınmış kişilere yer verir miydiniz?

Can Evrenol: Netflix’in onayı ve O3’ün yönlendirmesiyle castı beraber seçtik zaten. Ben seçseydim şöyle olurdu diyeceğim bir durum yok. Oldukça iyi bir castımız olduğunu düşünüyorum. Kimse sadece ünlü diye diziye seçilmedi onu soruyorsan.

Soru 5: Doğu ve Batı sentezi İstanbul’u biraz yanlış tanıtmıyor mu?

Can Evrenol: Hayır. Neden yanlış tanıtsın ki? Protector, İstanbul’da geçen, Dan Brown ve Marvel karışımı gibi bir hikaye. Bunu izleyicilerin de seveceğini düşünüyorum.

Soru 6: Yeni filminiz “Ağzı Olmayan Kız” filmi hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz? Nasıl Olacak?

Can Evrenol: Karanlık bir masal, post-apokaliptik bir çocuk filmi. 4 zoraki arkadaş; birinin ağzı, birinin gözleri, birinin burnu, birinin kulakları yok. Beraber ormanın derinliklerinde, peşlerindeki avcılardan kaçıyorlar. Yıllar önce karantinaya alınmış ve artık kimsenin yaşamadığı Yitik Şehir’in ötesine geçip içinde bu sefil dünyadan kurtulmak istiyorlar. Bu film için benim Goonies’im diyebilirim. 2019’da vizyonda olacak.

Bu röportaj için Can Evrenol’a ve yardımcı olan Netflix Türkiye özelinde PR ajansına da çok teşekkür ederiz.