NBA 2K20 inceleme – Oyun için derinlemesine inceleme!

NBA 2K20 oyunu NBA serisinin yeni oyunu olarak geçtiğimiz 6 Eylül 2019 tarihinde raflardaki yerini aldı.

Selamlar pek sevgili dostlar. 2019 yılının sonlarına yaklaşırken yavaş yavaş iş takvimimiz de yoğunlaştı. Gerek oyun incelemeleri gerekse de basın gösterimleri ile içerikler şahlandı. Fakat maalesef bununla beraber gözden kaçırdığımız veya bir nebze ertelemek zorunda olduğumuz içerikler de oldu. Zira NBA 2K20 tam da bu örneklerden biri. Yaklaşık 3 ay kadar önce çıkış yapan, piyasanın “rakipsiz” basketbol oyunu NBA 2K20’yi 2020’ye girmeden nihayet inceleme fırsatı bulabildik. Bakalım bu sene NBA 2K serisi bizlere neler vaat ediyor…

Bu arada oyunu bizlere ulaştıran ve inceleme imkanı tanıyan Sony Türkiye’ye teşekkürlerimizi sunuyoruz. NBA 2K20 hakkında tüm detaylar için PS Store sayfasına göz atabilirsiniz.

Rakipsiz Basketbol Oyunu

Oyun hakkındaki makalelerde bu sene de sıklıkla “rakipsiz” ibaresine denk gelmişsinizdir. EA maalesef FIFA’daki başarı ve istikrarını son yıllarda bir türlü NBA LIVE’de gösteremedi ve maalesef bu sene seri tam anlamıyla kabuğuna çekildi. Peki meydanı boş bulan 2K bu sene oyunculara eşsiz bir deneyim sunuyor mu yoksa elimizdeki oyun bir önceki senenin tamamen “makyajlanmış” hali mi?

Öncelikle gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, içerik fazlasıyla zengin. Yazımın ilerleyen kısımlarında bunlardan bahsedeceğim. Fakat içinde bulunduğumuz neslin yavaş yavaş sonuna geliyor olmamız kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Grafiksel anlamda ışıklandırma mekanikleri dışında neredeyse hiçbir yenilik taşımayan oyun, az önce bahsettiğim üzere tamamen “makyajlanmış” bir NBA 2K19 aslında. Gameplay kısmında da köklü bir değişikliğe şahsen denk gelmedim. Tüm bunları düşününce ister istemez “Bu paraya değer mi?” sorusu akıllara geliyor. Değer değmesine ancak serinin her bir versiyonunda daha da ağırlık kazanan bir “mikro ödeme” durumu da var maalesef. Bireysel NBA 2K20 deneyiminde bu durum oyun zevkimizi çok baltalamasa da, çevrimiçi maçlarda maalesef büyük dengesizliklere yol açıyor. Zira oyun içerisinde de para harcayan oyuncular kendilerini hemen belli ediyor.

 

Biraz da İçeriklere Bakalım

Oyunu açtığımızda fazlasıyla dolu bir ara yüzle karşılaşıyoruz. Bunların büyük çoğunluğu her sene olan ve bizleri ortalama bir sene (yeni bir NBA 2K oyunu çıkana kadar) oyalayacak olan klasik oyun modlarımız. Bunlar; Play Now, My Team, My Career ve My League olmak üzere dört temel kategoride toplanmış durumdalar.

“Play Now” sekmesi ile oyunda yer alan tüm takımlar arasından istediğimizi seçip hızlıca bir çevrimiçi veya çevrimdışı oyuna başlayabiliyoruz. NBA 2K hayranlarının en sevdiği oyun modlarından “My Team” de ise paketlerden çıkan basketbolcu kartları ile takım kadromuzu tamamen kendimiz kuruyor ve yine aynı şekilde çevrimiçi veya çevrimdışı olarak maçlar yapabiliyoruz. “My Career” modunda ise tıpkı FIFA’nın Journey modunda olduğu gibi genç bir sporcunun kariyerindeki adım adım yükselişine tanıklık ediyoruz. Esasında burası kabaca tarif etmek gerekirse oyunun hikaye modu. Burada bir kolej takımı oyuncusundan, NBA takımı oyuncusuna yükselişimizi anlatan uzun bir hikaye söz konusu. Her ne kadar bizleri derinden sarsan bir hikaye olmasa da karşımıza çıkan bazı sürpriz isimler heyecanımızı her daim korumamızı sağlıyor. Örnek vermek gerekirse; hikayede önemli bir rolü olan kolej takımı koçumuzu, ünlü Hollywood yıldızı Idris Elba canlandırıyor.

“My League” modu ise kendi içerisinde My League, My GM, My League Online, NBA Season, WNBA Season ve Playoffs gibi alt kategorilere ayrılmış durumda. “My League” modunda adından da anlaşılacağı üzere kendi ligimizde kıyasıya müsabakalara girişirken, “My GM” modunda ise iyiden iyiye takım yönetimine geçiyoruz. Transferler, sponsorluklar, taktikler falan derken kendimizi tam anlamıyla bir yönetici gibi hissediyoruz. Bu senenin en büyük (belki de tek) yeniliği ise hiç şüphesiz “WNBA Season” modu. NBA 2K20 ile seride ilk defa kadın basketbol ligine giriş yapıyoruz. Bunun dışındaki diğer modlar ise NBA 2K serisinin her sene bize sunduğu klasik NBA deneyimlerinden oluşuyor…

Ufak Tefek Detaylar

İncelememizin yavaş yavaş sonuna doğru yaklaşırken NBA 2K20 deneyimimden aklımda kalan birkaç ufak detayı da peş peşe aktarayım dilerseniz. Oyundaki “içerik üretme” safhasında çok büyük ilerlemeler var ve oyundan alacağınız keyif bu anlarda adeta tavan yapıyor. Kendi takımımızı, kendi oyuncularımızı yaratmayı geçtik, artık kendi ayakkabılarımızın tasarımlarını dahi yapabiliyoruz. Kimine göre asla vakit kaybedilmeyecek bu sekanslar şahsen benim oldukça vaktimi çalmayı başardı.

Akıllı telefonlar için yapılan “My NBA 2K20” mobil uygulaması ile yüzümüzü taratıp oyuna aktarabiliyoruz. Geçtiğimiz senelerde hatırlayacağınız üzere bu sistem oldukça saçmalamış ve “trajikomik” sahneler ortaya çıkmıştı. Şahsen denemedim fakat internetten yaptığım araştırmalara göre sistem bu sene daha iyi işlemekle birlikte, tam anlamıyla sorunsuz olduğu da söylenemez.

Maç Sonu Skoru

NBA 2K20; beni oldukça doyurucu içeriğiyle, kaliteli soundtrack listesiyle ve ayrıntılı “customization” ekranlarıyla coşturan fakat aynı zamanda mikro ödemeleriyle, neredeyse hiç yenilik içermemesiyle, saçmalayabilen kamera açıları ve animasyonlarıyla da bezdiren bir oyun oldu. Fakat basketbol severlerin oynayabileceği başka bir oyun var mı? Hayır. Peki sorun tam olarak da buradan kaynaklanmıyor mu? Kesinlikle evet. NBA LIVE serisinin eski güzel günlerine dönmesini, oluşan rekabet ortamında yapılacak yenilikleri ve sonuç olarak biz oyuncuların karlı çıkacağı günleri sabırsızlıkla bekliyor, hepinize iyi oyunlar diliyorum.