Leprous – 20.09.2015 – Garajistanbul
Birçok kişinin Ihsahn’ın solo performanslarına eşlik ederken gördüğü Norveçli Progresif Metal grubu 20 Eylül’de Garajistanbul’da sahne aldı.
Evde oturmuş, bulunduğum ülkenin ve bütün ülkelerin de yaptığı gibi televizyondan verdikleri yalan haberlerin zorunlu olarak kulağıma çalındığı sırada müzik dinlemeye devam ediyordum. Bir çok aktivite gibi Facebook’ta katılıyorum olarak işaretlediğim etkinlikler arasında yer alan Leprous konserinde de gideceğim her zamanki gibi o gün içinde belli olmuştu. Bu duruma sevinip anında birkaç Leprous parçası açıp dinlemeye başladığımda kendimi iyi hissediyordum.
İlk defa Wacken’de Ihsahn performansının yanında seyrettiğim grup görevlerini tamamıyla gerçekleştirerek hem enstrümanlarını hemde yaptıkları müziği sevdiklerini belli ediyordu. 2001 yılında kurulan Leprous bu zamanlara kadar pek bilinmemesi ise biraz garipti. Ama ilk albümlerinden çıkan kokular elbet zaman içinde tanınacaklarını ve farklı işler ile biraz daha bilineceğini gösteren temel yapıları oluşturuyordu. 2013’te çıkan “Coal” sonrası birçok müzik listesinde üst sıralara tırmanan ekip. 2015 yılında sundukları “The Congregation” albümüyle pekiştirmeye devam etti.
Gelelim konser zamanına nasıl birşey olacağını tahmin edebilirsiniz. Ama yaşamadan bilemezsiniz ? Daha önce canlı izlemediğiniz bir grubun övüldüğünü, internette canlı performanslarında seyircilerin çığlıklarını duyabiliyorsunuz. Ancak bu durumun içinde bulunduğunuzda hissettikleriniz biraz farklı. Ben ise böyle ufak konserlerde sadece ana grubu izlemek için oraya biraz geç gittiğimden ağır ağır yola koyuldum. Evdeki hesap çarşıyı tutmamış olacak ki bir baktım KES adlı grup performansına yeni başlamış. Garajistanbul’da içeri girmeseniz de dışarıdan dinleyebileceğiniz bir ses yüksekliği olduğundan dışarıdan konseri takip ettim. Grubun progresif yapısından dolayı Leprous’a yakın olduğundan seçilmesini doğru bir karar olarak görüyorum. “Kamlama” albümüyle ilgileri üstüne çeken KES solist olmadan da güzel bir şeyler yapmakta kararlı görünüyor. Genelde konserlerde ön grup pek dinlenmez. Burada ise dışarıda sadece birkaç kişi vardı. KES her ön grubun yaptığının dışında onlara verilen sürenin biraz dışına çıkarak fazla çalması da iyi bir hareketti. Bende dışarıdan izlediğim kadarıyla sahnede grup elemanlarının enstrümanlarına hakim olması ve ses tonunu da buna göre ayarlamalarını beğendiğimi söylemeliyim.
129T ile konsere gelmişim. KES grubunu da uzaktan yarım dinlemişim. Peki ben buraya kimin için gelmiştim ? Leprous. Şimdi onların sırası ve duyulduğu üzere “The Flood”un introsu çalmaya başladı. Artık hazırdık kendimizi teslim etmeye, kafamızı sabit tutmamaya, kollarımızı nerede tutacağımızı bilememeye dahası sahneye bakarken görme ve duyma dışında bütün duyularımızı açarak düşüncelerde dolaşma sırası gelmişti. Hepsinin siyah giyerek bir takım şeklinde sahneye çıkması da yaptıklarına bağlılıklarını gösteriyor. KES grubundan daha fazla açılarak sesin dilenilenden yüksek olması müziğe uyumluluğu ile benim hoşuma gitti. “The Flood” ile başlayan konser “Foe” eşliğinde devam ediyordu. Grubun ışıkla yarattığı etki ise progresif müziğin Einar’ın sesiyle birleştiği noktalarda daha fazla belirginleşiyor. Şarkı aralarında ise ani girişler ile şarkılardan çıkıp diğerine geçişler oluyordu. Rewind ile beraber seyirci telefondan fotoğraf çekme alışkanlığını da dışlayarak konsere adapte olarak şarkılara eşlik etmeye başlaması muhteşemdi. Birde davulcu Baard’ın Norveç sokaklarından alınıp 19 yaşında gruba eklenmesi akıllıca bir karar olmuş. Performansı sırasında özenli bir biçimde agresif çalışı ile beyinlerimize yazılan görüntüler arasında yerini almıştı. Einar daha sonra burayı sevdiklerini ve en kısa zamanda yeniden geleceklerini de ekleyerek 2 kere bis yaptıktan sonra akıttıları teri silmek için kulisin yolunu tuttular.
https://www.youtube.com/watch?v=vk8pDqW-dI4
Şimdi ise eve dönüş yolundayız. Tekrar 129T ve kulağımdaki müzikle eve dönüş yolunda bir sonraki konserleri beklemeye ve hayal etmeye devam ediyorum. Moodlive’a ise sorunsuz bir organizasyondan dolayı teşekkür ediyoruz. İstediğimiz grupları getirmeye devam edeceklerini biliyoruz. 🙂
Setlist ise şöyleydi.
The Flood
Foe
Third Law
Chronic
Rewind
The Cloak
Acquired Taste
Red
Slave
Moon
The Price
Down
The Valley
Forced Entry
Fotoğraflar için Benan Erdoğan’a teşekkür ederiz.
2005’te eve internet girdiğinden beri araştırıyorum. Yeni konular öğreniyorum.