Hakan: Muhafız (The Protector) 1. Sezon İncelemesi ve Ayrıntılar
Netflix’in ilk Türkiye özel yapımı Hakan: Muhafız (The Protector) dizisinin ilk sezon ayrıntılarına sizler için göz attık.
Uzun süredir merakla beklenen dizi Netflix listelerinde öne çıkmaya başladı. Dizi, N. İpek Gökdel’in 2016 yılında yazdığı Karakalem ve Bir Delikanlının Tuhaf Hikayesi kitaplarından uyarlanan Hakan: Muhafız’ın hikayesi Binnur Karaevli tarafından uyarlanıyor. Dizinin konusu Hakan adlı karakterimizin sıradan devam eden hayatı, İstanbul’u korumakla yükümlü olduğunu öğrenir. Gizli ve kadim bir zümreye bağlı olduğunu öğrendiğinde ise bir süre kendine gelemez. Ardından yaşadığı bu şehir, Ölümsüzler’in tehdidi altındadır. Hakan şehri nasıl koruyacağını hızlıca öğrenmek zorunda kalır. Ancak, hazırlıksız yakalandığı bu görevi üstlenmeyi reddetmeye çalışır. Hakan, Son Muhafız olarak kaderinin gerektirdiğini yerine getirmeye çalışmasını izledik. Bu kısımdan sonra spoiler olabileceği için diziyi önce bir izleyip sonra yazı göz atmanızı öneriyoruz.
Hakan: Muhafız 1. Sezon Kurgusu
Birinci bölüm başlangıcı ve hikaye kurgusu bir süper kahramanın klasik tanıtımı şeklinde gerçekleşiyor. Diziyi Türkiye yapımı veya başka bir ülke yapımı olarak irdelemiyoruz. Bu zaten bizim sitemizde oluşturduğumuz ortak yaşam bilincine göre bir şey değil. Senaryonun akıcılığı güzel diziyi izlerken zorlanmıyorsunuz. Hakan’ı tanıtmakla başlanıp ardından İstanbul tanıtımının da yer almasını anlayabiliyoruz. Bunu yapmalarının sebebi hem siyasi hemde yerel duygulara seslenmek olduğu için bu konuda bir şey demeyeceğim. Hakan belki de bildiğimiz bir İstanbul’da yaşayan genç değil. Böyle olan insanlar olabilir ancak sosyo-ekonomik kültürel yapıya değinilmediğini görüyoruz. Diğer klasik süper kahraman dizilerine karşı benzer bir yapı oluşturulduğunu görüyoruz. Iron Fist veya Luke Cage ile karşılaştırmak istersek onlara göre iyi yanları bile var. Ancak oyunculuk konusunda birkaç isim dışında iyi olan biri yok.
Muhafızlar, Ölümsüzler
Dizide iki belirgin taraf bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet zamanından beri ortada bir mücadelenin olduğu bizlere gösteriliyor. Ancak buradaki düzen ve işleyişi, kuralları gibi detaylara pek girilmediğini görüyoruz. Bazı zamanlarda ters köşe yapılmaya çalışılmış ama zaten bunları biliyorduk demeden geçemiyorsunuz. Aralarda geçen diyaloglar keşke biraz daha günlük yaşama yakın olsaydı ancak bunu biraz da yurtdışına satmak gerektiği için böyle yapılması normaldir. Diziyi biraz daha Okan Yalabık’ın karakteri Ölümsüz Faysal Erdem üzerinden de görebilseydik onun içinde yaşadığı acıları ve sancılar biraz daha sonlara saklanmadan ilk bölümlere doğru atılmasının gerektiğini düşünüyorum. Mehmet Kurtuluş ise belki de bu dizide iyi oynayan nadir isimlerden bunun sebebi belki de Almanya’da aldığı eğitim olabilir. Birde Şebnem Dönmez’in performansının benden tam not aldığını belirtmek istiyorum. Dogs of Berlin’de de Almanya’da yetişmiş ve orada yaşayan Türkiye kökenli oyuncuların rollerine önem verdiğini görebiliyorsunuz. Belki bu kısımda genel bir hata olabilir. Başroller ile ilgili söz etmeden geçsem daha iyi olur.
Efektler, Müzikler ve Diğer Detaylar
Efektler belki de dizinin en zayıf noktalarından biriydi. Burada başka bir prodüksiyon firmasıyla çalışılmasını öneriyoruz. Müzikler ise dizinin içinde güzelce yedirilmiş ve az bilinen isimleri de seyirciye tanıtarak bir mozaik yapılmaya çalışılmış. Sonlarda ise dizinin devam edeceği için aniden kesilmesi gibi bir şey var aslında biraz daha yeni sezona seyirciyi ısındıran 1-2 ufak umut verici görüntüler olabilirdi.
Son olarak diziyi izleyin çünkü akıp gidiyor. Yurtdışında da birçok forum ve inceleme yazı ile videolarında ortalama olarak dizinin sevildiğini görebiliyoruz. Ve ikinci sezonu şimdiden bekleyen birçok kişiden de ne zaman yayınlanacağıyla ilgili mesajlar alıyoruz. Bunu dizi yetkilileri açıkladığında tam tarihi ilk olarak bizden ve en erken şekilde duymanıza çaba göstereceğiz.
https://www.youtube.com/watch?v=SZqD8PTDlPo
2005’te eve internet girdiğinden beri araştırıyorum. Yeni konular öğreniyorum.